Ne zor zamanlardı öyle,
Düşünsene seninle,
Aynı mahalle de,
Aynı sokakta,
Dört sıra arayla,
Damları birbirine bitişik,
Sırt sırta sıralanmış
Evlerde büyüdük .
Aynı sokak satıcısının,
Sesiyle uyandık güne,
Lâkin bir kez olsun,
Günaydın diyemeden birbirimize,
Aynı havayı soluduk,
Sokağın tek çeşmesinin,
Suyunu içtik senelerce .
Hacı’nın fırından ekmek ,
Hasan Efendi’nin bakkalından
Zeytin, peynir akide şekeri aldık.
Öylesine utangaçtık ki
Birbirimizin yüzüne doyasıya bakmadık,
Fısıltı olsa bile,
Bir tek sözcük ,
Söyleyemedik birbirimize .
Farklı sınıflarda olsak da,
Bildik yollardan geçerek,
Aynı okullara gittik seninle,
Kim bilir kaç kez karşılaştık,
Kantinde , bahçede, kütüphanede,
Öylesine çekingendik ki
Tek bir söz bile,
Söylemeyemedik birbirimize.
Olacak ya!
Okul korosuna seçildik,
Aynı şarkıları , türküleri ,
Söyledik birlikte,
Neredeyse yapışık şekilde ,
Durduk yan yana,
Tek bir sözcük bile,
Söyleyemedik birbirimize.
Şehrin muhtelif yerlerinde,
Çok kere karşılaştık seninle ,
Acıyla baktık birbirimizin,
Hüzün dolu gözlerine,
Derin iç çekişlerimiz de oldu,
Gülümsemelerimiz de,
Lal oldu dilimiz, kısıldı sesimiz,
Birbirimize bir sözcük ,
Olsun söylemedik.
Fütursuzca akrebi kovaladı yelkovan,
Rüzgar gibi uçup gitti zaman,
Derken lise, yüksekokul, üniversite ,
Bir cevap olamadık beklentilere ,
Kaderimize boyun eğip,
Bir tek sözcük bile,
Söyleyemeden birbirimize,
Hiç açığa çıkmamış,
Bir aşk hikayesi bıraktık geriye .