NEDİR BU MİTOLOJİ?
Yunanca söz, öykü anlamına gelen mitos ve akıl ile kavrama anlamına gelen logos sözcüklerinin birleşimi ile oluşmuştur mitoloji.
İnsanlık var olduğundan beri onunla yan yana yürümüş olan mitoloji hikayeleri, ritüelleri, dinleri, kahramanları ve daha nicelerini içinde barındırır. Dünyasına bir göz atacağımız Yunan mitolojisi bu anlatılar bütününün en sistematik olanlarından biridir.
Başlangıçta Khaos vardı. Her şeyin ilki ve teki… Toprak Ana Gaia’yı yarattı Khaos. Sonrasında iliştirdi toprağın dibine karanlık Tartaros’ u. Geldi üçüncü olarak her şeyin elini ayağını çözen güzeller güzeli Eros. Erebos çıktı ortaya sonra, karanlığın kendisi. Birleşti Khaos’ la doğurdu karanlık geceyi, Nyx’ i.
Sıkıldı zamanla Toprak yalnızlığından. Yarattı kendine göğü. Yıldızlı göğsüyle dört bir yanı saran Uranos’ u. Birleşince ikisi doğdu 12 Titan: Dalgaların efendisi Okeanos, Koios, rüzgarların sahibi Hyperion, Iapetos; Theia, Rheia, Themis, hafızanın titanı ve 9 Mousa’nın anası Mnemosyne, Phoibe ve zamanın efendisi Kronos.
Sonra Kikloplar doğdu Gaia’ dan, yüz kollu diğer üç kardeşten başka. Beğenmedi baba Uranos bu çocukları. Kapattı yerin derinliklerine, bağrına Tartaros’un. Kabardı öfkesi Toprak Ana’nın. Topladı çocuklarını sordu “Kim alır kardeşlerinizin intikamını, kim devirir sizin yüzünüze bile bakmayan babanızı?”. Geri çekilirken titanlar öne atıldı en gençleri, o ana kadar varlığı bile fark edilmemiş olan. “Ben yaparım,” dedi Kronos. Gözleri parladı anasının.
Çağırdılar Uranos’ u yıldızlı evinden bir oyun ederek. Arkası dönükken saldırdı zamanın titanı babasına elindeki orağıyla. Verirken son nefesini bir kehanet döküldü ağzından göğün: “Sen nasıl devirdiysen beni seni de devirecek senin soyun.” Zaferin sarhoşluğuyla sağırdı Kronos’ un kulakları.
Başlamış oldu böylece Altın Çağ. Titanlar birer birer evlenip çekildiler köşelerine. Zamanın efendisiyle evlenen de Rhea oldu: Anneliğin, doğumun titanı.
Rhea ve Kronos ilk çocuklarını kucaklarına alacaklardı. İçini kemiren bir şey vardı Kronos’ un söylenirken hiç dikkate almadığı kehanet.
Getirdiğinde Rhea bebeği Kronos’ a anladı bu işte bir terslik olduğunu titan. Işıl ışıldı bebek, güçle parıldıyordu, farklıydı. Korktu Kronos, bilemedi ne yapacağını yutuverdi birden bebek Hestia’ yı. Eli ayağına dolaştı Rhea’ nın, dinmemişti öfkesi ve üzüntüsü. Kocası laneti anlatınca bile. Tek umudu tek parça yutulan tanrının büyümeye devam etmesiydi.
Sonraki doğan Demeter, Hera, Hades ve Poseidon da ilk kardeşle aynı kaderi paylaştılar. Artık dayanamaz hale gelmişti Rhea. Doğunca 6. bebek karar vermişti. Sakladı bebeği bir güzel. Bebeğin kundağına da yerleştirdi bir kaya. Tuttu yolunu taht odasının. Bakmadı bile kundağa Kronos, indirdi mideye kayayı.
İçi kıpır kıpırdı Rhea’ nın, aldı bebeğini gitti uzaklara, bir adaya. Orada büyüyecekti çocuk. Satirler, nymphler yardım edecekti.
Zeus büyüdü serpildi zamanla, bir genç adam oluverdi. Annesi zamanın geldiğini biliyordu. Oturttu oğlunu dizinin dibine anlattı bir bir olanları. Söyledi oğluna ne yapması gerektiğini. Hemen yola koyuldu Zeus babasının sarayına. Tanımadı babası oğlanı, verdi eline getir götür işini. Ziyafet vakti gelince hazırladı babasına bir kadeh nektarı Zeus. İçiverince Kronos ne olduğuna bile bakmadan gözleri parladı yıldırımların efendisinin.
Duramaz hale geldi acıdan Kronos, etki etmişti zehir, kıvranıyordu acısından. Tutamadı daha fazla içinde, çıkıverdi dışarıya beş koca tanrı.
Kardeşler ayrıldılar saraydan vardılar İda Dağı’nın ormanlarına, başladılar plan yapmaya. Her şey iyiydi, hoştu da neyle öldüreceklerdi Zamanın Titanı’ nı? Anaları çıktı orada ortaya, gönlü ferah artık çocukları dışarıda. Anlattı onlara Kiklopları, Yüzellileri, yer altındakileri. “Tamam!” dedi kardeşler tuttular yeraltının yolunu. Vardılar ateşin içinde yaşayan akrabalarının yanına. Öğrenmişti Kikloplar demiri işlemeyi, eritmeyi, şekil vermeyi. Vaat etti Zeus kurtuluşu, kabul etti tepe gözlülerle yüz elliler duyunca Kronos’ un sonunu. Aldılar çekiçleri ellerine, çıkardılar üç yenilmez alet üç erkek kardeşe. Zeus için yapıldı ilk şimşek, eline alır almaz güçle ışıldadı tanrı. Poseidon’a dövüldü üç dişli bir yaba, fırtınalarla doldurdu denizlerin tanrısının yüreğini, sarstı yerleri. Hades kaptı üçüncü silahı, başına takar takmaz göze görünmez oldu yeraltının, ölülerin efendisi. Korku yayıyordu baktığı yere.
Tamamdı silahlar ancak biliyorlardı tek başlarına olmayacaktı bu iş. Alınmalıydı taraflarına birkaç titan. Bölündü taraflar, tarafsızlar. Uzun sürdü savaş, ancak tak etti tanrıların canına. Dediler “Haydi Othrys Dağı’na!”
Savaştı babalarıyla üç oğlan. İndirdi kafasına şimşeği Zeus, gözdesini delik deşik etti Poseidon. Hades’in miğferi korku salıyordu. Yenilmişti Titanlar, sürülüp cezalandırılacaklardı da.
Başlayacaktı Tanrıların Çağı.