ADRIAN’A SON MEKTUP
Gizliydi bizim sevdamız. Kimseler bilmemeliydi. Benimki ilk bakışta aşktı. Senin bana bakışlarında kendimi yakalardım. Gözbebeklerindeki okların kalbimi yaralamasına, içime yerleşmesine defalarca izin vermiştim. Oysa saplanan okların beni nasıl zehirlediğini fark etmemiş, nasıl kıracağını hiç tahmin edememişim. Yüreğimdeki acıyla baş etmek istemiyorum, sanki bu acının var oluşunu besliyor gibiyim. Oklar ait olduğu yere alıştı.
O yüzdendir ki tek suçlu sen değilsin Adrian, ben de senin kadar suçluyum. Cezama razı, bahtıma razı kalışım belki bu sebepten ötürü. Yüreğime kelepçe vurdum Adrian. Kelepçenin her bir halkası canımı yakıyor, ben beni tanıyamıyorum artık. Biliyor musun baharlar gelmiyor gönül sayfama. Yağmurlar başka topraklara yağarken gökyüzü sürekli bulutlu dolaşıyor. Cezamın kesildiği gün Adrian, gözlerimden kendini görmeni ne çok isterdim. Ve Adrian ben, tanıdığın ben değilim artık. Saçlarımın sarısı beyaza çaldı. Gözlerimin mavisi gri bakıyor. İnce belim kalın, pembe cildim solgun. Ben sana geliyorum, sen gidiyorsun; ben giderken sen geliyorsun. Artık sen temelli gittin.
Aşkımızın şarkısı şimdilerde bizim dışımızda herkesin dilinde, büyük bir coşkuyla söyleniyor. Unuttuğum sözcükleri, o söyleyenlerin coşkusunda hatırladığım anılarda, hafızamda bir fotoğraf karesi beliriyor. Bir kucak dolusu papatyalarla bana aşk dolu bakan gözlerin, yüzündeki mutluluk ifadesi, dudaklarındaki tebessüm. Aldanışım çiçeklerden değildi Adrian. Aldanışım kır çiçeklerinin kokusunun ardında saklanan masumiyette seni yakaladığımı sanmamdı. Bilmiyorsun! Seni görünce sana hayran hayran bakan, elindeki çiçekler kadar yüzünde çiçek açan esmer kadın Matilda yaşamıyor. Sen gittin, Matilda göçtü, çiçekler kokmuyor.
Gözlerimi kapatmaya korkuyorum Adrian, gerçeklik kavramı gündüzle gece arasına sıkışıp kaldı. Uykularım rüyalarıma hizmet ederken, bedenim gerçekle hayal arasında bocalamaya başladı. Gözlerim uykusuzluğa alıştı ya da ben öyle sanıyorum.
Yıllar geçti, baya uzun yıllar… Cenneti tattığım yıllar artık cehennem bana. Elimi bırakıp gittiğin gün ben bir daha çiçek açmadım. Aynaya baktığımda artık eski beni göremiyorum. Şimdiki beni tanıyamazsın biliyorum, unuttuğunu da biliyorum. Oysa hüznüm hala taze, yüreğim saplanan oklardan kanıyor. İhanetin bana değildi Adrian. İlk bakışta yaşanan o temiz saf aşkı şimdilerde unutmaya çalışıyorum. Bedenim senin izlerini taşırken, yıllar bana aşk ateşinde yanmış ve kül olmuş beni bana bıraktı. Artık içim acımıyor, kül olmuş yürek sadece karanlık bakıyor. Ben Adrian artık eski güzel ben değilim. Artık güzel bakmıyorum. Artık ben eski ben değilim.
MİNA