IŞIL DİLOOĞLU/KÜSKÜN BAHAR

küskün bahar

mart gecelerinde şiirsiz kaldım.

kaldırımlar dar geldi, sokaklara taştım.

sağanaktayım, tut elimi,

şemsiyemi ikiye böldüm.

ve ardından doğacaksa güneş,

gölgemi üzerinde gezdirdim.

gökkuşağının yedi rengini,

tenine giydirdim.

sensizliğimde, yaz günlerine kar gelmiş,

güz aylarında ilk cemre düşmüştür.

ardından karışmıştır sıcağım soğuğa.

içimde bir asırlık mevsim oluvermiştir yerin.

pusulam hangi yönü gösteriyor?

kuzeyim, kollarında dingin deniz,

güneyim, uzağında kazılı bir mezar misali duruyor.

anlıyorum ki günahsın!

anlıyorum ki günahkarım!

tanrı huzurundaki avuç içleriyim.

yalvarış ve yakarışlar dahi faydasızken

omuzlarımın yük ettiği umudun aşığıyım.

bahar küstü bana.

uğramamışım çiçekli günlerinde.

diyemedim gittiği aylarda hiç yaşamamışım.

filizlenememişim, bir meşe gibi kök salmamışım canına.

olsa da beyhude can suyum tükenmektedir boyuna 

bir yazı bilirim, bir güzü,

bir yazın yaktığı etini duyumsarım,

bir güzün kestiği yüzünü.

bir de kavuşamamanın sert rüzgarını;

nefesime tüm mevsimlerden daha sıkı ket vuran, yaşatmayan.

arzuhallerime kulak tıkanıyor.

üç dilek hakkım vardı, elimden alınıyor.

haykırmak istediğim satır başlarında,

elime kelepçe vuruluyor.

gazellerimde adını geçirdim.

alın yazgımla silindi.

mavi bir düş gördüm dün gece.

gökyüzünden renkleri toplamışsın,

ekmişsin göğsüme tohumlarını.

mavi doğmuşum sabaha.

kulluğum buraya kadar, affet beni!

aşkımı gömeceğim üç dilek hakkımla.