Sigara Dumanı
Bir nefes alıyorum sigaradan. Damağımda acı bir tat ve burnumda is kokusu… Yine de hoşuma gidiyor. Sanki bir lokomotifim ve ağzımdan çıkan her duman, içimde yanarak beni yaşamaya kamçılayan kara elmastan geliyor.
Sonra bir nefes daha… Durmamak, devam etmek için… Esrik bir baş ağrısı başımda. Yalın ayak, kara toprak üzerinde yürümüşüm gibi rahatım. Verdiğim her nefesle birlikte beni terk ediyor kayıplarım. Şu an buradayım, arabaları ve insanları duyuyorum, her şeyin tam ortasındayım ama her şeyin sorumlusu ben değilim!
Bir nefes daha… Sigarayı tutan parmaklarım, saran dudaklarım, benimseyen ciğerlerim ve tadına varan damarlarımdaki kan… hepinize teşekkür ederim!
Soluk soluğa verdiğim karanlığın gölgesi, sigara filtresine düşmüş. Karanlığın hepsini filtreleyebilir miyim, bilmiyorum. Bildiğim tek şey: Son sigaramdan, son bir nefes alıyorum.
Alışmamalıyım ona. Acı tadına ve dumanına eyvallah ama alışmamalıyım. Alışırsam hâlim fena!
NE KADAR VARSA ŞAYET O KADAR YOKLAR
Bir boşluk var, elimi uzatsam tutamam;
Dilim söyleyemez, kalemim yazamaz.
Bir boşluk var şurada; yok, şurada değil
Anlatmak istesem anlatamam,
Kimse anlatamaz.
Boşluğun sınırını öteki belirler,
Çünkü söz hakkı alınmıştır ondan.
Kendisi orada yoktur, hiç olmamıştır;
Çıkıvermiştir öteki doğumların arasından.
Hangi yüzle çıkagelse başkalarının yüzsüzlüğü,
Hangi hayırla geliverse hayırsızlardan yadigâr.
Görüyorsun değil mi benim de gördüğümü;
Ne kadar varsa şayet, o kadar yoklar.