MERT MUTLU/ÖLÜMÜN İSTENCİ

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/1

Bütün ömrünü mutlu yaşamış ihtiyar, ömrünün son gününde ömrü boyunca yaşadığı mutluluğun sahte olduğunu öğrenince bütün ömrünü mutlu yaşamış sayılır mı?

Ömür gerçekten mutlu yaşanmalı mı? İnsan yaşadığı ömrün yüzde kaçını mutlu yaşadıysa bu mutlu bir ömür sayılmalı?

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/2

Ömrünün son gününde yaşamının sahte bir mutluluktan ibaret olduğunu öğrenen ihtiyar, aslında mutsuz bir yaşam sürmüştür. Fakat son gününde her ne kadar bu üzücü gerçeği öğrense de son kertede öğrendiği bu gerçek onun mutlu ölmesini sağlamıştır.

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/3

Sahte mutluluk yaşantısındaki mutluluğun büyük kısmının patriarkal dini görüşler dolayısıyla  ölüm sonrası yaşam fikrine sahip olan ihtiyar son kertede ölümün saf karanlık olduğunun gerçeğini öğrendiğinde aslında mutsuz bir ölüm yaşamış sayılır.

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/4

Saf karanlık gerçeğini öğrenen ihtiyar patriarkal dini görüşün yalanını öğrendikten sonra öbür dünyada sorgulama olmayacağını öğrendi ve de bu yüzden sevindi çünkü yaşadığı son günde cehenneme gitmek gibi bir korkusu vardı. Bu korku bütün yaşamı boyunca gölgesi gibi onu takip etmişti. Yaşayan herkesi takip ettiği gibi. O hâlde cehenneme gitme korkusu kalmayan ihtiyar mutlu bir ölüm yaşadı.

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/5

Yalanlarla yaşadığı mutluluğun bir diğer kısmı da gençlik yalanları olan ihtiyar evlendiği gün bakire olduğunu bildiği karısının aslında bakire olmadığını ve de kadınlara haz oyunbazlıklarla onu kandırdığını öğrendiği için üzüldü ve mutsuz bir ölüm yaşadı.

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/6

Yaşadığı gençlikte yaptığı hataları düşünen ihtiyar son kertede bu hataların ona hiçbir şey kaybettirmediğini aksine o hataları yapmasa daha büyük hatalar yapacağını öğrenince sevindi ve de mutlu bir ölüm yaşadı.

ÖLÜM İSTENCİ 1/7

Hayırlı ve inançlı çocuklar büyüten ihtiyar son gününde çocukların ondan olmadığını ve de kısır olduğunu öğrendi bu yüzden sinirlendi ve mutsuz bir ölüm yaşadı.

ÖLÜM İSTENCİ 1/8

Üç yıl önce sattığı atının parasını pazardan eve dönerken kaybeden ihtiyar, parayı kaybetmediğini aslında paltosunun cebinin astarının yırtık olmasından dolayı astardan aşağıya gittiğini ve de en büyük oğlu İvan’ın parayı bulduğunu öğrendiğinde sevindi ve mutlu bir ölüm yaşadı.

ÖLÜM İSTENCİ 1/9

Öleceğini fark eden ihtiyar gençliğinde aklından geçmeyen korkulara kapıldı, kaygılara düştü.

“Kephalos, Sokrates’e:

“İnsanlar ya ihtiyarlığın verdiği dermansızlık yüzünden ya da kendilerini öteki dünyaya daha yakın gördüklerinden orada olup bitenler üzerinde kafa yorarlar; kuşku, korku dolar içlerine. Kimlere kötülük ettiklerini araştırmaya başlarlar, hayatlarını gözden geçirip ettikleri haksızlıkların farkına varanlar çocuklar gibi uykularından korkuyla uyanırlar. Oysa hiç haksızlık etmediklerini bilenler de hep tatlı bir umut vardır.”

İşte ihtiyar ömrünün son gününe kadar Kephalos ‘un ikinci cümlesinde olduğu gibi yaşadığını sanıyordu ama aslında yaşadığı Kephalos’un ilk cümlesiydi. Bunun ayrımına varan ihtiyar mutsuz bir ölüm yaşadı.

ÖLÜM İSTENCİ 1/10

Yaşamın ilkelliği karşısında oynanan medeniyet oyunlarını yaşamının son kertesinde gören ihtiyar, toplumların medeniyetsizlikleri karşısında azgın bir hayvan gibi dehşete kapıldı; zira onlara göre medeniyet bir kesimin çatal bıçak kullanım şekli iken diğer insanların çatalının ucunda yiyecek bir şey olmaması umurlarında değildi. Kendisini medeni bilen ihtiyar bu gerçekler karşısında hayvanlar kadar alçalmak istediyse de hayvanların daha medeni olduğunu gördü ve de mutsuz bir ölüm yaşadı.

ÖLÜMÜN İSTENCİ 1/11

Ömrünün son gününde bütün yaşamını hatırlayan ihtiyar mutlu yaşadığını düşündüğü yaşamında ne mutlu ne mutsuz ne iyi ne kötü ne doğru ne yanlış ne kalabalık ne yalnız ne genç ne de ihtiyar yaşadığını fark etti. Üzüldü. Bütün bunları ömrünün son gününde hatta şimdi son nefesinde fark ettiği için üzüldü. Mutluluğun peşinden bu kadar çok koştuğu için gözünden kaçırdığı gerçekler için üzüldü. Bütün ömrünü mutlu yaşadığını sanan ihtiyar böylelikle mutsuz ama bir o kadar güler yüzlü öldü. İçindeki mutsuzluğu yansıtmayarak öldü çünkü herkes onun mutlu yaşadığını ve de mutlu öldüğünü bilsin istedi.

İnsanlar ölüm esnasında üç şekilde yaşar, geçmiş, gelecek ve an birlikte yaşanır. Ölüm döşendiğindeki ihtiyar geçmişi anımsar bir nevi oraya gider o zamanı tekrar tekrar yaşar ve de o anda bu duruma duygusal tepki verir. Aynı zamanda geçmişteki durumlara o anda verdiği tepkiler onun gelecekteki (Ahiretteki) yerini belirler. Ölüm tek başına son ya da başlangıç değildir. Hiç var olmamaktır.