NUR GÖKIRMAKLI/ANTİK MISIR UYGARLIĞI

RESİMLER NUR GÖKIRMAKLI’YA AİTTİR.

ANTİK MISIR UYGARLIĞI

Gizemlerle dolu karmaşık ve büyüleyici antik Mısır MÖ.3000 yıllarında ortaya çıkmıştır. Mısır çeşitli hanedanlarıyla acı dolu iç savaşlar, düşmanlar, işgaller ve birçok yabancı liderlere tanık olmuştur.

Nil Nehri deltasında uzun bir süre yaşayan Mısır halkının masa oyunlarını çok sevdiğini, evcil hayvanlar beslediğini, düşmanlarla savaşlara girmekten çekinmediğini ve belki de insanlık tarihinin en aydın insanları olduğunu biliyoruz. Becerikli zanaatkârlar, usta mimarlar, azılı savaşçılar ve her şeyden önce romantik ilişkilere olan inançlarını hiç kaybetmeyen Mısır halkı…



Aşağı Mısır, Yukarı Mısır, Eski Hanedanlık Dönemi, Orta Hanedanlık Dönemi, Yeni Hanedanlık derken çalkantılılarla dolu asırlar.

Tarih boyunca Mısır; Haksa, Libyalılar, Asuriler, Ahimesin Persleri ve Büyük İskender’in komutasındaki Makedonlar da dahil olmak üzere, bir dizi yabancı güç tarafından dönem dönem işgallere uğramasına rağmen yine de ardında günümüze kadar ulaşan derin ayak izleri bırakmıştır.

Mısır uygarlığının başarısı, kısmen Nil Nehri vadisinin tarım koşullarına uygun olma özelliğinden gelmiştir. Verimli vadinin öngörülebilir su baskını ve kontrollü sulanması, daha yoğun bir nüfusu, sosyal gelişimi ve kültürü beraberinde getirmiştir. Toplu inşaat ve tarım projelerinin organizasyonu, çevre bölgelerle ticarete katkı sağlamış hatta orduya dahi güç katmıştır. Mısır da hâkimiyeti sağlamak için dönemin firavunları üretim motivasyonunu yükseltmek için Mısır’daki seçkin yazarları, dini liderleri, ressamları, mimar ve mühendisleri, yöneticileri, bürokrasiyi de öncü birlik gibi Mısır’ın yükselişinde kullanmaları sonucunda anıtsal piramitler, tapınaklar ve sütunlar dikilitaşlar ile onların yapımını destekleyen taş ocakçılığı, etüt ve inşaat tekniklerini geliştirmişlerdir. Matematik sistemi, pratik ve etkili bir tıp sistemi, sulama sistemleri ve tarımsal üretim teknikleri, bilinen ilk kurulu tekneler, fayans ve cam teknolojisi, yeni edebiyat biçimleri Mısır uygarlığının geliştirdiği ve insanlık tarihine hediye ettiği kültürel miraslardandır.

Eski Mısır, bilinen en eski barış antlaşması olan Kadeş Anlaşması’nı Hititler ile yapmıştır. Eski Mısır dünya tarihine birçok konuda kalıcı miraslar bırakmıştır. Mısırlıların bazı keşiflerine örnek; papirüs kâğıdı, yazı yazmak için mürekkep, diş macunu biraz geliştirilmiş hâlleriyle günümüzde hâlâ kullanılmaktadır. Mısır yazısını da es geçmeyelim! Mısır hiyerogliflerinin tarihi MÖ 28. yıla kadar uzanmaktadır.

Mısır bilimci Geoffrey Sampson, eski Mısırlıların yazılı dil sistemi oluşturma fikrini Sümerler ’den aldığını iddia ediyor. Çünkü o dönemlere ait kalıntılarda iki medeniyet arasında kültürel alışveriş olduğuna dair kanıtlar bulunmuştur. Mısır’ın sanatı ve mimarisi geniş çapta kopyalanmış ve dünyanın uzak köşelerine taşınmıştır.

Hatta Bizans zamanında İstanbul Çemberlitaş’ta bulunan dikilitaş da Mısır’dan getirilmiştir. Anıtsal kalıntıları yüzyıllardır gezginlerin ve yazarların hayal gücüne ilham kaynağı olmaktadır.

300‘ü aşkın Mısır tanrısı (Kral ve Kraliçeler) mevcutken isimleri ve yaşamlarıyla efsane olmuş sadece bir kaçının adını yazacağım. Daha sonra bu şahsiyetlere dair efsaneleri de buradan sizlerle ileriki zamanlarda paylaşacağım. Amon Ra / Osiris / İsis/ Horos/ Seth/ Amenhatop/ / 1.Ramses/ 2.Ramses/ 3.Ramses Akhineton/ Nefertiti/ Tutankhamun/ Hatespust/ / Klopatra.

Bilgelik tanrısı Thoth, annelik tanrıçası Hathor, şifa tanrıçası Seknet ve toprak tanrısı Geb’de Mısırlıların önemli tanrılarındandır.

İSİS ve OSİRİS EFSANESİ

Geb ve Nut’un dört çocuğu olmuştur.

Osiris, İsis, Seth ve Nephthys’tir. Efsaneye göre Osiris kız kardeşi İsis’e âşıktır. Yani İsis hem Osiris’in eşi hem de kız kardeşidir. Osiris erkek kardeşi Seth’in tam tersine iyilik tanrısıdır. Horus ise Osiris ve İsis ‘ten olma oğludur. Bir gün İsis bir plan kurar, bu plan eşi Osiris’i kral yapmaktır. Bir gece Ra (o zamanlar kral Ra idi) uyurken İsis, Ra’nın tükürüğünü alır ve kendi tükürüğü ile karıştırır, bu karışımla bir yılan yaratır. O gece yılan Ra’yı ısırır, ısırık Ra’yı mahveder ve kimse onu iyileştiremez. İsis de Ra’ya gizli adını söylerse onu iyileştirebileceğini söyler. Ra bunu kabul eder ve adını söyler. İsis, Ra’yı iyileştirir ama onun üzerinden büyük bir güce sahip olur. Osiris’in kral olması için Ra’yı tahtı bırakıp göklere çekilmesi için zorlar, Ra ise bunu kabul etmek zorunda kalır. Ve taht Osiris’e kalır, artık Osiris Tanrıların, insanların ve her şeyin kralıdır. Osiris’in erkek kardeşi Seth, Osiris’in kral olmasına çok içerler. Çünkü Set, Ra’nın en vefakâr yardımcısıdır ve Ra yok iken ağabeyinin kral olmasına kendisinin olamamasına sinirlenir, tahta geçmeyi kafasına koyar. Savaşarak kazanamayacağını bilmektedir. Ordu kurmak istese tüm halk Osiris’in yönetimini çok beğenmektedir ve ona karşı birleşmeyeceklerini de bilmektedir. O nedenle zekice bir plan kurması gerekliydi ve bunu yaptı. Bu plana göre Seth, Osiris’in ölçülerine göre bir uyuma tabutu hazırlar ve sandığı en değerli taşlarla süsletir, sadece Osiris’in sığabilmesi için büyüler. Set, bundan sonra kendisine yardım eden yetmiş iki kişiyle birlikte planını uygulamaya koyulur. Seth, büyük bir yemek verir ve Osiris’i de çağırır.

Osiris hiçbir şeyden şüphelenmeyerek yemeğe gider. Yemeğin sonunda Seth tabutu çıkarır ve sığacak olan kişiye hediye edeceğini söyler, her Tanrı denemeye koyulur. Şekil değiştirseler bile sığamazlar. En sona Osiris kalır. İsis’in uyarılarına rağmen yine de dener. Osiris tabuta yatar yatmaz Set kapağı kapatır üzerine erimiş kurşun döker, Tanrılar engellemeye çalışsalar da Seth onları durdurur ve tabutu Nil Nehri’ne atar. Tabutun karaya çıktığı yerde ise süratle büyüyen bir ağaç sandığı gövdesinin içine almıştır. İsis, dağ taş gezerek kocasını arar durur. Osiris’in olduğu tabutu bulduktan sonra onu vatanına götürür ve büyüsüyle hayata döndürmek üzereyken Seth, İsis’e ve çocuk Horus’a saldırır ve kardeşinin tabut içindeki bedenini 14 parçaya ayırır ve bu parçaları Mısır toprakları üzerine dağıtır.

İsis, Set’in eşi Nephthy’la birlikte bütün Mısır’ı dolaşarak Osiris’in bedeninin parçalarını toplar ve parçaları her bulduğu yere bir tapınak diker. Bu yüzden Mısır’ın birçok yerinde, içinde Osiris’in cesedinin bulunduğu söylenen birçok tapınak vardır. Osiris’in parçalarını topladıktan sonra Nephthys’in oğlu Anubis mumya bezleriyle Osiris’i sarar ve Osiris hayata döndürür. Efsanenin sonunda ise Osiris’in oğlu Horus amcası Seth’i yener. Yeniden canlanan Osiris artık bu dünyada yaşamak istemez ve hükmetmek için ölüler ülkesine gitmeyi tercih eder. Burada yine Anubis ile birlikte olacaktır. Anubis ölüleri yargılanması için Osiris’e getirecektir. Osiris bu saatten sonra ölüler ülkesinin yargıcı ve koruyucusu olmuştur.