FAL ATI
bir göz kırpımı mesafede
açılır kapanır üstüme gökyüzü
bütün sabahların niyeti fal
gölgesi fazladan uzar akşamların
bir çocuk benimle ağlar sonsuzu
çatılardan dökülürcesine gün gün
bütün kavşaklarda bir kargaşa
geçit yok ki aşayım sınırını ölümün
seninle sırtlanmaya hazırım yolları
ayağımın biri üzengide diğeri eşikte
yalpalayıp durur ahşaptan gövdem
henüz yeni soluyor bir rüyayı atım
değil mi ki fala açılmak içindir avuçlar
sabahları kalpten kalbe geçer dünya
ben eskiden bir çocuğa rüyaydım
bir öpücüğe bağışladım yüzümdeki vebali
yine de seninleyim gör işte yakarışımı
aksak ayak kişnek bir gövde
sırtlayıp geldiğim tepelerin sıralanışı
eğil ki içinden geçsin kirpiklerimdeki sır
çuha bezden bir avuç kildendi
mat edemediğim günlerin dağdağası
makamı bozuk bir bozlağın harfi
bozdur bozdur bitmeyen gençliğin hevesi
demiş bulundum bir kez öncedendi
maya tutmayan aşka sabır
demiri tez soğur iskeledeki üşengecin
göz göze bile gelemeden ilkyazla
eksik yaka bol paça bir palavra
sabahlarla akşamın arası git gel
açık etmemi istersen söyleyeyim niyetimi
pencereleri aç ki soğumasın atımın teri