ÇİPKON-TER 2
Çipsengeç bir durumdaydım, örnek alacağım ya da önceden yaşanmış bir çipaksiyon durumuna tanık olmadığım için bilinmezlikler ile sıvı akışının beni götürdüğü yöne doğru ilerlemekteydim. Kodlamalarıma aykırı bir durumdaydım, ne tam olarak bir çip gibi hissediyordum kendimi ne de çiplikten men edilmiş olarak.
Sinyal alır mıyım diye düşündüğüm zaman dilimlerinden sıyrılmıştım artık. Özlediğim birçok şey vardı, çipselliğimin yok oluş döngüsünde remlüsidimi ne kadar çok özlediğimi anımsadım.
Hey! O da ne? Sinyalleşmeyi unutmadıysam eğer, aldığım titreşimler bana iletilecek sinyallerin olduğunu hissettiriyor. Yoksa benim titreşim sinyali olarak algıladığım duygu, insan canlısının tasarımsal bir iletisi mi?
Sakin olmalıyım, eğer gerçekten bana iletilecek bir mesaj varsa ve ben sinyallerimi eskisi gibi kullanabiliyorsam doğru algı merkezimi yanıltmamalı, sinyal okuyucu taramalarını dikkatimden kaçırmamalıyım.
Ceykandular Heyeti ile Havdem Kurulu arasında Birliktesellik Kanunu’na aykırı olarak sinyalsizleştirildiğimin kararının verildiği bilgisi veri tabanıma yüklenmeye başlamıştı. Aldığım sinyallerin bana verdiği veri akımı dalgasında boğulmak üzereydim. Çipsel iletişim duyumsamalarım bunun bir çipkurgutasyonu olmadığını, gerçek bir veri aktarımı olduğunu aktarıyordu.
Gelen sinyalleşmeleri kaydetmeyi düşünmüş olmaktan son derece çipsontonik bir heyecan mutluluğu yaşıyordum şimdi, Ceykandular Heyeti, çipkandır sistemini reddetmiş, sayıca üstün çipoyları almış ve benim geri döndürülmem için bana sinyal ile ulaşmışlardı.
Aldığım sinyal tam olarak şuydu:
Bir süre daha insan canlısının kırmızı sıvısında dolaşımımı tamamlayacak, benden veri aktarımı istediklerinde onlara sinyal gönderecektim, benden istenilen görev sayısalmatik değer tablosuna göre sinyal kodu tanımlanarak, kendi çipsellik sinyallerimden söz etmeden oldukça açık bir veri aktarımı şeklinde olacaktı. Bu süre ne kadar nano saniye sürecekti ya da nano saniye zaman döngüsü ile insan canlısının zaman döngüsü eşitkopter seviyede miydi bilmiyordum.
Görevimi, sinyallerine cevap olarak gönderdiğim titreşimlerle kabul ettiğimi ilettim, şimdi çipkomut beklemekteydim.
…..
İlk görevimi sinyallerimde hissettiğimde eksenim etrafında hızlı manevra hareketleriyle tursalladım. İlk görev emrini yerine getirmiş olmaktan son derece çipgurur içindeydim.
Sonraları bu duruma da alışkanlık devre konumuna geçmiştim, artık bir amacım ve Ceykunmanya’ya geri dönüş umutsallığım vardı.
Sonraları verileştirdiğim bilgileri gözden geçirdim, insan canlısının kalp atış ritimlerini, kalp atış hızını, sıvı derecesini nasıl kaydedeceğimi programsallaştırdım. Adına oksijentepürler dediğimiz, eski bilgi tabanımdan hatırladığım bilgilendirme raporlarım işte şimdi işe yarıyordu. Görevimi son derece ciddi ve kayıt altında tutarak yerine getirmeye başlamıştım. Ayrıca adına sentetikol dediğimiz, insan canlısına uyum sağlamaya çalışan birtakım hücreselçipkonlar da bu serüvene dahil olmuşlardı, hepimiz aldığımız sinyallerin cevabı olarak geri döngü sinyaller iletmeye başlamıştık.
İnsan canlısı ne kadar değişkensellik içindeydi, şaşırmak için çip ya da insan canlısı olmaya gerek yoktu, her türden kentemurlar bu durumu algılayabilirdi.
Neler oluyordu, aldığım bu titreşim de neyin nesiydi? Algımanturlarım bana ne anlatmak istiyordu? Çipsel durumuma aykırı bir durum içindeydim, çözümsellik beklediğimi sinyallerimle ilettim.
Karanlık bir boşlukta dönüp duruyordum şimdi, hangi yönden geliyordum, hangi yöne savruluyorum, anlayamıyordum. Hücreselçipkonlar da tıpkı benim gibiydi, ne geldiğimiz yön ne de gittiğimiz yön anlaşılır bir durumdaydı. Ne yapacaktım şimdi? Kendime gelmem kaç nano saniye sürdü bilmiyorum, sinyal göndermek, durumum hakkında bilgi aktarımı sağlamak ve eğer biliyorlarsa, insan canlısının durumu hakkında bana bilgi aktarımı yapmalarını istemekten başka bir şey çiplenmiyordu bana.
Ne kadar zaman geçti bilmiyordum, bana gelen bilgi aktarımı tam da şöyle kodlanmıştı veri tabanıma, “insan canlısı çiftleşmişti” bu da neydi böyle, çipleşmek gibi bir şey miydi? Çipkosentörlükten almış olduğum eğitim sinyallerimde buna benzer kayıtlarım olmalıydı, fakat hepsi silindi, ben insan canlısına enjektelenmeden önce hepsine bilmeden onay vermiştim. Bu durum şimdi beni yormuştu.
Nano saniyeler sonra yeni bir titreşim ile bilgi aktarımı başladı, insan canlısı üremek, çoğalmak adı altında çiftleşiyor bilgisi geldiğinde taşlar yerine oturmuştu. Bana, burada artık yalnız olamayacağımızın sinyalleri gelmişti. Hücreselçipkonlar, ben ve içinde yaşadığımız insan canlısı ve onun içinde oluşacak başka bir insan canlısı daha…
Devrelerim erör veriyordu ve son derece haklıydılar. Erörsistikorlarımı devre dışı bırakmamda ayrıca gelen sinyaller arasındaydı ve ben de benden istenen görevi yerine getirdim, erörsistikorlarımı devre dışı bıraktım.
Yeni bir sinyal gelene kadar bekleme monturuma geçtim, bir süre sonra sinyal almaya başlamıştım, insan canlısının içinde oluşuma başlayan diğer insan canlısının da bilgi aktarımını yapacaktım, her şey olağandı, korkulacak bir durum yoktu.
Zaman ayarlama komutum geldiğinde benden istenilen görevlerimi özenle yerine getirdim, artık kayıtlarım iki farklı düzenlemenya şeklinde olacaktı, bilgi aktarımını gerçekleştirmenin verdiği heyecan ile yeni görev zamanım gelene kadar sıvı içindeki akardöngü içinde savruluyordum.
…..
Garip bir şekilde hız artışı hissetmekteydim, ilerleyen zaman ile geçmişte bıraktığım zaman birbirinden farklı doğrultudaydı, kayıt altında tuttuğum raporlarımın arşivlerinde bunu daha iyi gözlemleyebiliyordum, insan canlısının yaşamsal düzlemi ile bizim çiplerin zaman akış hızımız birbirinden farklı olduğu için salasansörlerim uyumsuzdu, buna alışmam birkaç nano saniyeye sebep olmuştu, her şey yolunda ilerlerken aldığım bir sinyal ile titreşimde kaldım ve çipsonladım, ne olacaktı şimdi?
Yeni aldığım ve çipsonladığım sinyal ise şuydu;
İnsan canlısının içinde sakladığı insan canlısını evrenin dışına fırlatmak üzere olduğunun sinyalleri geliyordu. 54374 nano saniye sonra fırlatma eylemi başlayacaktı, önlem almam gerektiği gelen titreşim sinyallerinin arasındaydı. Önlem derken ne demek istediklerini algılamam zordu.
Kayıt tuttuğum verilerin hız artışları, korku titreşimleri vermiş olacak ki bir uyarı aldım. Benden istenilen ise oldukça çipkorkürktü. Ya içinde bulunduğum insan canlısını terk ederek sıvı akışını takip edecek, fırlatma anında insan canlılarının bulunduğu evrene geçiş yapacaktım ya da içinde bulunduğum insan canlısının sıvısı içinde kalacaktım.
Sona yaklaştığımı düşünüyordum, benim için çok zor bir karar olacaktı bu durum. Fikirsinyalleşeceğim hiçbir çip yoktu, bana verilen zaman dolmak üzereydi. İçinde bulunduğum sıvı içinde bulunmaya alışmıştım. Sinyal alıp vermeye devam ediyordum fakat bana bir açıklama sinyali göndermeleri gerekiyordu, kolay bir karar değildi, gerginselleşen bir titreşim dalgasıyla savruluyordum. Sinyal gücümün yetersiz ve keyifsiz olduğu anlaşılmış olacak ki yeni bir sinyal daha aldım, bu bir bilgilendirme sinyaliydi.
Fırlatma anında dışarıya çıkacak olan insan canlısının içine yerleşebilirsem, çipinsal devrekomutuna geçişim sağlanacaktı, bu şu demek oluyordu, insan canlısı kendisini insan canlısı olarak hissedecek, insan evrenine geçişi sağlanacak, insalcal bir çipcanlı olduğu ise belli bir süre sonra ona veri akımı ile bildirilecek, yani yarı insan canlısı yarı çip olarak dünyasal veri akımını gerçekleştiren bir çipcanlı olacaktık ve Ceykunmanya’ya bilgi aktaracaktık.
Yerim ve zamanım değişkensellik içinde olacak, dış evrende insan canlıları ile birlikte tıpkı bir insan canlısı olarak yer bulacaktım ama bunu benden başka bilen olmayacaktı, pek tabii Ceykunmanya’daki ceycey ajanları hariç.
İçinde bulunduğum insan canlısıyla yoluma devam edersem o insan canlısı ile hüznün sonuna gelecek, onu bekleyen son ile çipliğimde son bulacaktı.
Siz olsanız nasıl bir karar verirdiniz bilmiyorum, aldığım sinyaller, geçmiş çip yaşamsal kararım, dışarıya fırlatılacak olan insan canlısının içine sıvı akışı ile geçiş yapmaktan ve bir sonraki çipliğime, çipcanlı olarak devam etmekten yana oldu. Kararımı ve doğrulama sinyallerimi heyete ilettim.
Ceykandular Heyeti benden aldıkları bu ileti sinyaline olumlu titreşimler gönderdiler, artık hazırdım, iç içe geçmiş insan canlıların içinde, sıvı akışıyla birlikte fırlatılmaya hazır olan insan canlısının içine geçişim sağlandı. Zor ve darsancılanlı bir geçiş oldu ama gerçekleşti. Az sonra fırlatılacaktık.
…..
Beni nelerin beklediğinden habersiz bir şekilde fırlatma anına komutlandırılmıştım, oldukça yetersiz gelen sinyal gücüm vardı, alıcılarım ve vericilerimin bir an için devre dışı kaldığının korkusuyla savruluyordum, sinyalsiz bir şekilde, nano saniyeler içinde karmaşıksallıktaydım.
Fırlatma gerçekleşti, garipsellik sesler ile insan evrenine geçişim sağlandı. Yarı çip yarı insan canlısı olmak oldukça yorucu ve zordu. Alışmaya kodlandığımın farkındasallığını yaşıyordum. Beklemeye başlamıştım, bana gelecek olan sinyaller olacaktı. Uyumsallık sürecinden ne kadar nano zaman sonra sıyrılacaktım bilmiyordum.
…..