MURAT BOĞURCU/ VARLIĞIN İŞGAL GÜNLERİ

Varlığın İşgal Günleri


Bir düş gördüm, ay parlıyordu.
Kurdum ayarını aşkın kalbimde.
Aklımı umutla sıvadım.
Yaşadım yaşadım ve ölmedim.
Sonra uyandım ve ağladım.


Uyudum, bir yanmamak üzere
Böyle başladı.


Geçmişi temize çeken bir ses vardı,
Arındırıyor ruhu bütün lekelerden.
Çocuk sevinçleri okul çıkışlarında,
Sevgilinin dudağında biriken huzur.
Sokaklar aydınlık lambasız yüzlerce
Köşe başlarında özgürlük.
Bir rüyanın gerçeğe mirası olur
Babanın çektiği nutuk.
Başlar dik, utanmak alt edilmiş,
Herkesin elinde torbalar,
Yüreklerini hediyelemişler.
Eve giden hızlı adımlar,
Kucaklaşmanın bütün güzellikleri,
Çoğalıyor sıra halinde evlerde.


Ve öylece bitti,
Uyandım.


Uyandım çöpe atılmış gibiyim.
Şu dizeler yüzümü kırıyor.
Yazdım ellerim kirlendi
Yazdım Allah’ın belalarını
Allah’ın bize kötülük mirasını.


Hayal kurmanın bedeninde
Yaşıyoruz ya da zannediyoruz.
İyi niyete çirkin sular bulaştı
Bütün kötülüklere açık kapılar…
Söze kilit vurmanın çağında
Susmak bile suç aletidir.
Bu çağ kirli yılların ibadeti,
Varlığın işgal günleridir.