Ruhumda seyyar ağrılar,
içim sancılara panayır.
Kaç kat giymişsem de
bu kent tanımıyor,
bu kent öksüz koyuyor beni.
Adımı öldüresiye dövüyor
birileri.
Artık kim seslense ağzında kan birikir.
Tükürse yüzüm olur, yutkunsa hüznüm.
Çaresiz bu sokağı da soyunuyorum.
Bitti;
usanışlara et tırnak oldu ömrüm
uykularda kırdığım dişlerin de ahı var.
Tamam, çektim ellerimi cebimdeki
deniz kenarı taşlardan.
Bitti;
gecenin bağrında bir deri bir kemiğim işte,
boynumda rüzgarın bindiği dal bileniyor.
Kırılsa da kopsa şu kıyamet diyorum.
Ah! Kırılsa da bir ses olsa gecede
ve tenha kanayıp bitsem.
Heyhat!
Halbuki kalbimde taze bir nisanla,
sana koşmak isterdim
kuşların sulara eğildiği yerden.