DEHLİZ
-Birdenbire…son defa
Günlerini bir çığlık törpüler uzaklardan
deniz havalarından ıtırlı yamaçlardan
ve eski düşlerinden kotarılmış bir masal
kırarak gölgesini
düşer hüzünlerine…
Herkesin uğradığı ışıklı dehlizlerde
önce izini sürer
sana hiç benzemeyen bir yabancı sureti
ardından usul usul -bir gurub vakti belki-
erguvan makamında
bedenine yerleşir.
Yüreğinin tanığı ve kuşkusuz her yerde
yanındadır gözlerin
yine de bir gün olur kimse tanımaz seni
-hele…
“İşte böyle bir akşam yarıldı samanyolu
mavi bir yıldız düştü vadideki dereye”
-ya da…
“Durmadan kar yağıyordu…amansız bir geceydi
arka bahçede ansızın hışırdadı çalılar
bir büyük kardan adam
yüksek çam dallarından hızla yere atladı
geyiklerin çektiği bir kupada bekleyen
o kar prensesini
nazik bir reveransla selamladı ve sonra
arabaya binerek kırbacına sarıldı
uçuşan ak beneklerin ardında
yavaşça yitip gittiler…”
dediğinde…sonu yoktur yalnızlığın.
-Şimdi…
En eski mühürlerle geçerli kılınmıştır
kalabalık yüreğin
ve kimsesiz bedenin
spotlar söndüğünde birden kararır dehliz
diyetini verdiğin o bilinen meseldir:
Aşk bir kere gelir
yalnızlığı tüketir
yalnızlığı türetir.