NURCAN ÖZKÜPELİ/ Eski Evimiz

Çocukluğumun dokuz yılının geçtiği evin tam ortasında duruyorum şu an. Babam iki ay önce vefat etti ve ben de geçen ay evi satılığa çıkardım. Güzel bir aile satın aldı. Haftaya taşınacakları için bugün evi boşaltmaya geldim. Öyle kötü yıllar geçirdik ki annem ve ben bu evde! Duvarların dili olsa da anlatsa keşke. Salon denilemeyecek kadar küçük olan oturma odamızda, oyun oynadığım köşe, daha dün orada oturmuşum ve oyun oynuyormuşum gibi capcanlı duruyor. Babamın her akşam içki içip sebepsiz yere çıkardığı kavgalar sırasında oyun oynarmış gibi yapardım ben orada. Aslında babamın sakinleşmesi için dua ederdim. Babam avazı çıktığı kadar evin içinde bağırırken apartmanların bitişik olmasından dolayı sanki olay yan apartmandaki komşularımızın evinde yaşanmış gibi olurdu. Babamı sakinleştirmek için koşup gelirlerdi hemen. Çok sevdiğim insanlardı Neriman Teyze ve Sedat Amca. Çok severdim ama, ‘Haydi bu kavgaya bir sünger çekiyoruz ve her şey yoluna giriyor bundan sonra’ cümlelerinden de nefret ederdim istemeden de olsa. Bıkmıştım dinlemekten çünkü. Hiçbir şey yoluna girmezdi çünkü.

   Babam içki içtiğinde neşelenen insanlardan değildi. Annem ve ben bir parça bile sebep olmadığımız halde, hemen hemen her akşam bu ruhsal eziyete maruz kalırdık. Kör kütük olana kadar içer, kendini camdan aşağıya atmaya kalkar, bize sözle sataşır, bağırır, çağırırdı. Zor bir çocukluk yaşadığını, doğru dürüst bir aile ortamı görmeden ve yaşamadan daha çocuk yaşında İstanbul’a çalışmaya geldiğini, annem arkadaşıyla konuşurken duymuştum. Ama bu ne annemin ne de benim suçumdu. Bir aile sahibi olmayı kendisi seçmişti ve değerini bilmesi gerekirdi. Ne anneme ne de bana verdiği hiç bir sözü tutmadı. Yıllarca içti, kavga çıkardı.  ‘İçmediğinde dünyanın en iyi insanı aslında’ sözünden de ondan nefret ettiğim kadar nefret ettim. İçmeseydi o zaman! Annemin arkasında duracak bir ailesi olmadığından babam bu durumu hep kullandı.

   Yıllar geçtikçe, annemin zayıf bünyesi daha fazla bu duruma dayanamadı ve hastalandı. Hem ruhsal hem de fiziksel  bu hastalıklar hiçbir zaman da düzelmedi. Bana gelince; Hangi travma beni mahvetmeye çalışırsa çalışsın, annem için onları gömüp mücadele etmeye karar verdim ve ikimizin adına da hep güçlü olmayı seçtim. 

Bugün evi boşaltıp, tüm kötü enerjisini yok etmek adına bizzat ben temizleyeceğim. Yeni sahipleri, yepyeni enerjisiyle güle güle otursunlar diye. Bunu yaparken de burayla ilgili kötü anılarımdan ve travmalarımdan arınacağım. Evi tamamen boşalttım. Defalarca temizledim. Bir de onlara kolaylık olsun ve uğraşmasınlar diye duvarları beyaza boyattım. Teslim etmek için onları çağırdım. Geldiklerinde hem duvarların boyanmasına hem de evin tertemiz olmasına çok sevindiler ve teşekkür ettiler. Bense tarif edemeyeceğim kadar mutluydum bu arınmadan sonra. Kızlarını evin içerisinde mutlulukla koşarken seyrettim, ben de mutlu oldum. Vedalaşma anı geldiğinde eve ve onlara son kez dönüp baktım ve oradan içim huzurlu bir şekilde ayrıldım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir